Pages

Blogger tarafından desteklenmektedir.

24 Haziran 2014 Salı

Görsel Telkinlerle Darwinist Büyüyü Yaygınlaştırma

Darwinistlerin ellerinde, kendi teorilerini destekleyecek bir tane bile bilimsel delil yoktur. Evrimcilere göre milyonlarca yıl boyunca gerçekleşmiş olması gereken hayali evrim sürecinin fosil kayıtlarında sayısız delili, sayısız kalıntısı bulunması gerekmektedir; ama fosil kayıtlarında söz konusu hayali sürecin varlığını gösteren "bir tane bile" fosil bulunmamaktadır. Fosil kayıtlarındaki bu delilsizlik Darwinistler açısından o kadar dramatiktir ki, canlıların milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişikliğe uğramadıklarını, yani yaratıldıklarını gösteren sayısız fosil bulunmasına rağmen, Darwinistlerin buna karşılık gösterebilecekleri tek bir ara form örneği bile bulunmamaktadır. İşte bu delilsizlik, Darwinistleri söz konusu "hayali fosiller varmış izlenimi vermeye" yöneltmiştir. Darwinistler gerçek deliller sunamadıklarından, çözümü görsel telkin metotlarıyla insanları aldatmakta bulmuşlardır. Bunlardan bir tanesi rekonstrüksiyonlardır.
Rekonstrüksiyon, "yeniden inşa" anlamına gelir ve bir kemik parçasından canlının hayali resminin veya maketinin yapılmasıdır. Rekonstrüksiyonda, çeşitli zamanlarda bulunan çeşitli fosil bulguları, tamamen taraflı bir şekilde yorumlanır, tümüyle çarpıtılarak, örneğin, bu canlının hayali  bir ailesi oluşturulur ve sosyal hayatı tasvir edilir. Oysa burada söz konusu detaylı rekonstrüksiyonun malzemesi kimi zaman yalnızca tek bir azı dişi ya da bir kol kemiğidir. Oluşturulan çalışma tamamen sanatçının hayal gücüne kalmıştır, dolayısıyla söz konusu yeniden inşa hiçbir bilimsel delile dayanmamaktadır. Şimdiye kadar medyada görülmüş olan hayali "maymun adamların" tümü, aslında birer rekonstrüksiyondur.
Bazen tek bir kol kemiği, bazen tek bir dişten yola çıkılarak üretilen rekonstrüksiyonlar, büyük birer sahtekarlık örneğidir. Yumuşak dokuların tespiti mümkün olmamasına rağmen, hayali yarı maymun insanlar sosyal hayat içinde çizilmekte ve evrimci basında bir gerçekmiş gibi sunulmaktadır.
Bir kemik parçası, farklı sanatçıların farklı yorumları ile değişik canlılara benzetilebilir. Çünkü kemik parçasına bakarak, canlının yumuşak dokularını belirleme imkanı yoktur. Zaten çoğu zaman evrimcilerin ellerine geçen fosil parçaları, yalnızca yüz kemiklerinin bir kısmı, vücut iskeletinin bir parçası, hatta bazen tek bir kemik, daha da şaşırtıcı olanı, bazen tek bir "diş"tir. (Nebraska adamı ve ailesinin sosyal yaşamı, tek bir dişe dayanılarak yapılmış bir rekonstrüksiyondur. Herhangi bir bilimsel delil olmamasına, fosil izinden söz konusu canlıya ait hiçbir belirleyici nitelik bulunmamasına rağmen söz konusu "dişe" Nebraska adamı ismi konmuş ve bu hayali maymun adamın, hayali ailesi oluşturularak sözde sosyal yaşamı da resmedilmiştir. Kısa bir süre sonra bulunan dişin bir yaban domuzuna ait olduğu saptanmış ve bu büyük aldatmaca, evrim sahtekarlıkları tarihinde yerini almıştır. Bu örnek, Darwinistlerin rekonstrüksiyonlar yoluyla ne kadar büyük sahtekarlıklara yönelebileceklerinin önemli bir örneğidir). Dolayısıyla evrimciler tarafından yapılan rekonstrüksiyonlar, tümüyle onların istedikleri şekilde, yorumladıkları biçimde oluşturulan çizimler ve maketlerdir. Söz konusu rekonstrüksiyonların, bilimsel olarak hiçbir değeri ve geçerliliği yoktur. Evrimi ispat yönünde herhangi bir katkısı da yoktur. Bunların tümü, insanları, geçmişte yarı insan yarı maymun şeklinde varlıkların yaşadığına inandırmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir.
Şu önemli bir gerçektir: Darwinistler her ne kadar çeşitli rekonstrüksiyonlarla göz boyamaya çalışsalar da, evrimi geçerli kılabilecek tek bir delil bile olmadığı sürece, kullandıkları aldatma yöntemlerinin bir anlamı yoktur. Rekonstrüksiyonlar, belli bir dönem içinde insanlar üzerinde etkili olmuş olabilirler. Artık insanlar, gazete ve dergilerde gördükleri maymun adamların, yalnızca birer hayal ürünü olduğunun farkındadırlar. Çünkü artık konu hakkında kapsamlı bilgiye sahiptirler. Evrimcilerin iddialarına, bu iddiaların geçersizliğine ve bunlara verilebilecek tüm cevaplara hakimdirler. Söz konusu maymun adamların gerçekte yaşamadıklarını bilmektedirler. İnsanların da, tüm diğer canlılar gibi evrim geçirmediklerini, gördükleri resimlerin bilimsel olarak geçerli olmadığını anlamışlardır. Dolayısıyla evrimcilerin kullandıkları tüm sahte yöntemler, artık geçersizdir.
200 yıldan uzun bir süredir paleontologlar ve jeologlar yeryüzünün tepelerinde, vadilerinde ve ovalarında kazılar yapıyorlar. Bu süre zarfında bir milyardan fazla fosil ortaya çıkardılar ve kayıt altına aldılar. Evrimciler benzer canlılar arasında ara özelliklere sahip hayvan kemikleri bulduklarını ve böylece evrimin gerçekleştiğini ispatladıklarını iddia ederler (örneğin küçük atlarla büyük atlar gibi). Fakat fosil kayıtlarında, bir canlının yavaşça değişerek farklı bir canlıya dönüştüğünü gösteren herhangi bir örnek yoktur.
Bir milyardan fazla fosil bulunmuş olmasına rağmen, çok farklı canlı türlerinin veya canlı özelliklerinin arasında, karşı gelinemez bir geçiş formu bulunmamaktadır (sürüngen pullarının kuşun tüylerine dönüşmesi gibi). Hiçbir delil bulunmamasına rağmen, insanın daha önceki canlılardan zaman içinde meydana gelen değişimler sonucu oluştuğunu iddia eden evrim teorisinin akla uygun olduğunu nasıl söyleyebiliriz.72 Yazar Richard L. Kleiss

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder